8 Ekim 2009 Perşembe

MANTAR YAZ 09

DENKTAŞ : TALAT MASAYA DÜŞEN BOMBAYI HAP SANIP YUTMAYA ÇALIŞIYOR.
Orams Davası konusunda Yakın Doğu Üniversitesinde bir konferans veren KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı, Denktaş, devletlerin kuruluşunun, bir çocuğun doğumu gibi kanlı olduğunu, çocuğun varlık kazanması ne kadar zor ise, kurulan yeni bir devletin hukuki varlık kazanmasının aynı şekilde zor olduğunu, bu bakımdan KKTC.nin tanınma konusunda,karşılaştığı zorlukların büyütülmemesi gerektiğini belirterek, Avrupa Adalet Divanı kararının, çocuğu öldürmeye çalışanların ( birleşme görüşmesi yapan Talat ve Hristofyası kast ediyor ) görüşme masasına konmuş bomba olduğunu, ancak, cumhurbaşkanı Telat’ın bu bombayı hap sanarak yutmaya çalıştığını söylemiştir. “ KKTC.yi bir çocuğa benzettiniz, sizce bu çocuğun anası Türkiye, babası da onu öldürmeye çalışan Yunaniştan mıdır “sorusuna biraz sinirlenen Denktaş, “ Hayır bu çocuğun hem anası hem de babası Türkiyedir, Yunanistanla bir soybağı yoktur, gayrimeşru bir çocuk varsa o da İngiltere ve Yunanistanın çocuğu Güney Kıbrıstır “ demiştir.

YÜ LOKALİ AÇILDI
14 Mayıs Perşembe Günü, Selçuk Yaşar Kampüsü çok amaçlı binası çatısında oluşturulan Yaşar Üniversitesi lokali öğretim üyesi ve mensuplarının yoğun katılımı ile açılmıştır. Rektör Murat Barkan yaptığı açılış konuşmasında “ Biz kurduk siz yaşatacaksınız, lokalimiz, öğretim üyesi öğrenci ayrımı yapmadan herkesin yararlanabileceği tek Üniversite lokalidir. Bu lokalde isteyen su isteyen rakı içer, isteyen arabesk isteyen rock ,pop söyler biz karışmayız “ demiştir


İLK KOPYALIK MÜZESİ KKTC’DE KURULDU
KKTC ÜNİVERSİTELERİNDE, kopya çekimi sanat ve kopyalık üretimi bir sanayi dalı haline gelmiştir. Dijital , tele her türlü kopyacılık teknikleri bu üniversitelerde başarı ile uygulanmaktadır. Bu konuda uzmanlış firmalar oluşmuştur. Bu gelişimden etkilenen YDÜ İletişim fakültesi öğretim üyesi Atila TÜRK, Lefkoşedeki evinin bir odasını, kendi sınavlarında topladığı ve meslektaşların yakadığı kopyalık bağışlarından oluşan Dünyanın ilk kopya müzesini kurmuştur. Resimde kopyalık üretimi yapan bir dükkanın camındaki lefhayı görüyorsunuz.



Prof.Dr.FARUK ALKAN’IN ARAŞTIRMASI :
Üniversitemizde Mafyalaşma var diyen , Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof.Alkan, yapmış olduğu gizli araştırmanın sonuçlarını basına açıklamıştır. Prof.Alkanın araştırmasına göre Yaşar Üniversitesinde, iki cidi mafya grubu vardır. Adalet Mafyası,Hukuk Fakültesinde, Sanat ve Medya mafyası ise iletişim ve güzel sanatlar fakültesinde organize olmuştur. Her ne kadar, İTBF fakültesinde kara para ve kumar mafyasının olduğu söylentisi varsa da, Prof.Kalkanın araştırmasında bu fakülte temiz çıkmıştır. Veya İTBF deki mafya kendisini çok iyi gizlemektedir.


ŞEREF ERTAŞ TEORİK TAVLA DERSLERİNE BAŞLADI
YÜ Hukuk Fakültesi Dekanı,S.Yaşar Kampüsünde tavla yenilmezlik ünvanının tehlike düşmesi ihtimaline karşı, akademik personeli topayarak “ Her şeyi benden beklemeyin, ben bugün var yarın yok olabilirim “ demesi üzerine, her hangi bir boşlukta devreye girmek için adı gizli tutulan bir tavla ustasından ders almaya başlamıştır.



Aile sorunları uzmanı
Prof.Dr.Işın Işıldak
Aile sorunlarınızı çözüyor
Bekara eş boşamak kolaydır
Bir okurum soruyor, karım bu akşam dışarda yemek yiyelim derse ne cevap vermeliyim ?
Önce seçeneklere bakaklım :
a) İyi olur hayatım,
b) Senin nefis yemeklerinin yerini tutmaz ama bana uyar.
c) Hayır evde yiyelim
d) Nasıl takdir ederseniz hayatım.
Bu gibi konularda her sözcüğü tartarak kullanmalısınız. (a) şıkkını seçtiyseniz,evde bir fırtınanın kopmasına hazır olun derim. Çünkü eşiniz bunu senin berbat yemeklerinden gına geldi, aman ne iyi olur şeklinde yorumlayacaktır. Bu tür tekliflere hemen balıklama atlamak olmaz.
(b) şıkkı ise (a) şıkkından berbat bir seçenektir. Çünkü vıcık yağcılık,dalkavukluk kokmaktadır. (a) şıkındaki kötü iradenizi “ senin nefis yemeklerin “ lafıyla kamufle etmeye gizlemeye çalışsanız da karınız bunu yutmaz.. (c) şıkkı da en az öncekiler kadar tehlikeli bir cevaptır. Çünkü karınız bunu, tasarruf amacıyla yaptığınız şeklinde yorumlar, “ şu pinti kocaya bak “ der karısınız “ bir akşam yemeği parasını bizden esirgiyor. “ Bu durumda en uygun cevap (d) şıkkıdır.Çünkü bununla eşinize kararlarına karşı hem saygı ve sevginizi hem de ona verdiğiniz önemi vurguluyorsunuz. Burada olumsuz algılanma ihtimali olan tek sözcük de yoktur.
Mutlu saadetleeeeer.


PÜF NOKTASI
Prof.Dr.Şaşmaz TERAZİ
“ Sayın Hocam, “ Görücü usulü evlendim, evlenmeden önce eşimin sadece resmini gördüm, resimde tığ gibi, değme mankenlere taş çatlacak zayıf bir kız gibi görünüyordu, ama simdi bel çapı ekvatorun çevresi kadar, bu bir boşanma nedeni olabilir mi ? diye soruyor.
Cevabımız
Sayın okurum önce sana Allah güç kuvvet versin diyorum. Tüketiciye tanınan, alınan mal beklenen özelliklere sahip değilse iade hakkı burda geçerli değildir. Boşanma Değil Butlan sebebidir. Yeni olsun eski olsun Medeni Yasamızda, eşin kilolu olmasını boşanma sebebi olarak saymamıştır. Ancak okurumun durumu boşanmadan daha ağır bir hukuki sakatlığı arz etmektedir. Eşin bu beklenmeyen,umulmayan ağır siklet durumu iki bakımdan butlanla evliliği sakatlar. Birincisi TMk.149/2 de yer alır ki, eşin birlikte yaşamayı çekilmez hale getirecek bir özelliğinde yanılma durumudur. Afrodit ölçüsünde eş beklerken, ekvator kalçalı eş çıkması bu nitelikte görüyorum.
İkincisi ise poligami yasağının ihlalidir. Hukukkumuzda tek eşlilik caridir. Sayın okurumun anltısına göre eşini parçalasalar en az dört kadın çıkmaktadır.Bu da TMK.145/1 deki aynı andan birden fazla kişiyle evlenilemez kuralın ın ihlalidir.Bu halde evlilik mutlak sakat olmaktadır diyorum.

YAŞAR HUKUK FAKÜLTESİNDE AKADEMİK PATLAMA
Kuruluşunun birinci yılını tamamlayan Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrenci sayısını üçe,öğretim üyesi sayısını da ikiye katlamış durumdadır. Yeni Katılan Prof.Dr.Işıl Özkan, Doç.Gökçe Türkyılmaz, Yrd.Doç.Dr.Burcu Dönmez ve araştırma görevlileri, Sema Ayatar, Bengül Kayış, Bahar Konuk ile akademik kadroyu güçlendiren, Yaşar Hukuk Fakültesi, ÖSYM puan bazında da Y öaşar Üniversitesi’nin en yüksek puanlı öğrencilerinin tercih ettiği fakülte olmuştur. Bu başarısı sebebiyle Hukuk Fakültesi Dekanını kutlayan mütevelli heyet Başkanı, dekana “ Maaşına zam aynı parayla devam “ hususunda düşüncelerini bildirmiştir.


YAŞAR İTBF DEKANI SUR DİBİNDEN BEKLENEN TAVLACIYI TAVLADI
Geniş oyuncu kadrosuna rağmen Hukuk Fakültesi ekibi karşısında devamlı hezimet yaşayan Yaşar Üniversitesi İTBF Dekanı Orhan İçöz’ün bunu bir onur meselesi yaparak, Erzurum Sur Dibinden usta tavla sporcusu transferi arayışına girdiğini daha önce gazatemizde duyurmuş idik. Nihayet dekan İçöz aradıkları tavla ustasını bulduğunu basına açıklayarak Hukuk Fakültesine meydan okudu..Transfer ücreti sır gibi saklanan İTBF tavlacısı Edip Zaroğlu, ilk macında HUKUK fakültesi temsilcisi Narmalıoğlunu 5.-0 lık hezimete uğratmıştır. Narmanlıoğlu durumu “ Acemi şansı,intikamım acı olacaktır



ÖZLÜ SÖZLER
• Ana gibi yar,baba gibi veznedar olmaz. GB
• Kocalar umduğunu değil sofrada bulduğunu yer.
• Ağlamayan öğrenciye not verilmez. YDÜ Öğrenciler Birliği.
• İster zengin ol ister fukara- kapalı yerde içme sigara. UN
• Urfanın eşeklerinin anırması bile kulağa hoş gelir İT
• Eşek ne anlar zevki sefadan- Sor hiç içmiş mi Yeni rakıdan ŞG
• Mektup pulu sever çapkın dulu. KJ



KABAK KEMANE KÜRSÜSÜNE YENİ ATAMA
Bestelemiş olduğu 2 numralı E-Dur Kabak Kemane konçertosu ile bütün Dünyanın dikkatini üzerine çeken Yrd.Doç.Dr.Onur ÇAKALOZ Yaşar Üniversitesi Rektörü tarafından “ Kabak Kemane Bilim Dalı Başkanlığına atandı. Dr.Onur Çakaloz, yaptığı açıklamada, bilim Dalımız sayesinde herkes birgün kabak kemane çalacak “ dedi .

MÜJDE MUAV THAİ FEDERASYONU KURULDU
1 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan federasyon yönetmeliği ile muav tai sporu Türkiye’de başladı. Özellikle bayanlara kilo verdirmede yararlanılan bu spor, siyam kedilerinin fare yakalama tekniklerinden yararlanılarak oluşturulmuştur.



İNSAN MI BİLGİSAYARA YOKSA
BİLGİSAYAR MI İNSANA HÜKMEDİYOR
Bu konuda Mutlu Tönbeki’nin notlarını arz ediyoruz. “ Yapamayacaksan niye yaparım diyorsun kardeşin..şimdi hallederim deyip, işin zor olduğunu görünce, neredeyse beni psikiyatrise görün diyeceksin....Hergün ekranda bir yazı: Bilgisayarınızın neyinizin tarihi geçti,..ciddi tehlike olabilir, Güncellemek istermisin ? -hayır- Peki o zaman şuyunuzda eskimiş tazeleyeyim mi? –hayır- ama bakın şu program artık hakikaten kullanılmaz durumda.Bir apdeytçik yapayım mı ?- yapma- İyi ama bu vürüs programı ne ....Annem bile kullanmıyor artık.Ayıp yani. Size hiç yakışmıyor. Yapayım mı bir güzellik ?-yapma kardeşim yapma – Bunlara rağmen dün kendini güncelleştirti.Mağer benim her şeye hayır dediğimi bildiği için soruları tersine çevirmiş .

BİR MEZAR YAZITI
Gürülti Patırtının içinde sükunetle dolaş,sessi,zliğin içinde huzur olduğunu unutma,başka türlü davranmak açıkca gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış, Sana kötülük yapıldığında, yapabileceğin en iyi karşılık ,unutmak olsun, Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma . İçten ol, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına kulak ver, Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları.Çünki dünyada herkesin örnek alınabilecek iyi bir öyküsü olabilir.
Yanlız tasavvurlarının değil,başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşin ne kadar önemsiz olsursa olsun, ciddiye al ve ilgilen. Seveceğin bir iş seçersen hatatında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmassın. İşini öyle seveceksin ki başarıların yüreğini ve bedenini güçlendirirken, edindiklerinle de yepyeni hayatlar başlatacaksın.
Olduğun gibi görün,göründüğün gibi ol. Sevmediğin zanman sever gibi yapma,. Çevrene önerilerde buklun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zaman kalmaz. Unutmaqki İnsanlığın yüzyıllardır öğrendikleri sonsuz uzunluktaki kumsalda bir kum tanesinden ibarettir.
Aşka burun kıvırma sakın. Onu küçümsersen sende besinsiz kalır,küçülürsün. O yoğun sevki,çöl ortasında yemyeşil bir bahçe gibidir. O bahçeye layık bir bahçevan olmak için her bitikinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin açısı bir an,ikincinin ise ömür boyudur. Bazı idialler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olmak bile zafer sayılır. Bırakabileceğin en büyük miras onur ve dürüstlüktür.
Yılların rüzgar gibi geçmesine öfkelenme, gençliğe yakışan tutkuları gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın etkinliklerin ,yapabileceklerini engelemessine izin verme.
Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgara göre ayarla, insanlara göre değil.. Çünkü insanlar, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir. Arasıra isyana yönelecek olursan, hatırla ki,evreni yargılamak imkansızdır. Onun için kavgalarını sürdürsen bile kendinle barış içinde ol.
Hatırlar mısın doğduğun zamanları. Sen ağlar iken herkes sevinç içinde gülüşüyordu. Öyle bir ömür yaşa ki, öldüğün
Zaman sen gülümse herkes ağlasın, sen mutlaka gülümse. Sabırlı ol,sevecen ol,erdemli ol. Önünde,sonunda bütün servetin sadece kendinsin ,sensin. Kendiliğinde öz benliğini görmeye
Çalış ki tüm pisliğine ve kalleşliğine rağmen yinede dünya insanoğlunun biricik güzel mekanıdır. İxentiuz İÖ IX .

Mtlg Şadan MAVİOVALI yazıyor

İLK VELAYET DAVASI İZMİRDE OLDU
Güzel İzmirimizin antik kralı Tantalos hazretleri çok güzel bir kızı olmuştu. Adını Symirna koydu. Yani bugünkü İzmirimize ad veren kız. Fakat bu kız bir günah işledi,hamile kaldı.Babası yüce kıral Tantalos,İzmirin kurucusu, buna çok ama çok sinirlendi. Kılıcıyla kızını öldürmek için üzerine yürüdüğpünde ( töre cinayeti vakası ) durumu gök yüzünden gören yüce Zeus kıza acıdı ve onu Mersin Ağacına çevirdi. Ve bu mersin ağacı 9 ay sonra yarılarak içinde nur topu bir erkek çocuk çıktı. Oralarda fırsat kolayan Afrodit çocuğu buldu ve ona Anemon adını vererek, büyütmesi için yer altı tanrıçası Posedona verdi. Anemonn böyüdü,yağız,yakışıklı,kadınların başını döndüren bir delikanlı oldu. Delikanlıyı gören Afrodit Anomomonu geri istedi. Pesedon ise buna yanaşmadı.Diyecek Afrodit ile Pasedon mahkemelik oldular. O zamanmalar tanrılar arası davalara tanrılar tanrısı yüce Zeus bakmakta idi. Afrodit davasını ihraza dayandırdı,sahipsiz bir eşya bulan onun maliki olurdu. Çocuğu ilk o bulduğuna göe Anemon onun olmalıydı. Pasedon ise işlemeden giti. Bir mal ( o tarihte çocuklar mal sayılırdı ) başlasının olsa bile onu işleyip yeni bir eser yaratan onun sahibi olurdu, Anemonu Afrodit bulmuş olsa bile onu büyütüp yağız delikanlı yapan Pasedondu. Zeus için gerçekten zor bir dava idi. Kararında Anemonun dört ay Afroditin dört ay da Pasedonun yanında kalmasına ve kalan dört ay da Anemonun istediğinin yanında kalmasına karar verdi. Kararının çok adil olduğuna güveniyordu . Hayhat, Anemonun 8 ay Afroditin yanında kalmaya karar vermesi, Pasedonu küplere bindirdi, intikam için Yeryüzündeki tüm aslanları Anemon’un üzerine saldı. Anemon yiğit bir delikanlı olsa da bu kadar aslanla baş etmesi mümkün olamadı. Aslanlar Anemonu parçadılar. Anemondan o kadar kan çıktı ki tüm İzxmir ve Manisa kıpkırmızı kan gölüne döndü. İşte onun kanıyla syulanan bu topraklarda her bahar kıpkırmızı Manisa Laleleri açar ve bu lalelerin gerekçe adı Anemondur. Bu arda kansızlık hastalığı anamolininde bu kanını Manisa Laleri için dökem Anemondfan geldiğini belirtelim. Çünkü Anemon anamolinden yani kansızlıktan ölmüştü


YÜ HUKUK FAKÜLTESİNDE SPONSORLUK SIRASI BELLİ OLDU
Hukuk Fakültesi Dekanlığından yapılan açıklamada, bundan böyle Selçuk Yaşar Kampüsünde, bilumum lokanta ve kafeteryalarda geçerli olmak üzere Hukuk Fakültesi öğretim elemanları arası sponsorluk sırası şu şekilde tespit olunmuştur.
1.Fevzi Demir,2.Ünal Narmanlıoğlu,3.Aydın Zevkliler,4.Şeref Ertaş, 5.Işıl Özkan.
Dekan Narmanlıoğlu bu sıranın tespitinde mevcut uygulamalar ve akademik örfün dikkate alındığını açıklamıştır.

YÖK HUKUK FAKÜLTELERİNDE BÖLÜCÜLÜĞÜ ÖNLEMEK İÇİN TÜM BÖLÜMLERİ KALDIRDI
Özellikle Devlet Hukuk Fakültelerinde son yıllarda yaşanan bölünme,parçalanmaya karşı önlem olarak geçen sene maliye bölümğnü kaldırmıştı. Bunun yeterli olmadığını gören YÖK Genel Kurulu meseleye kesin çözüm olarak Hukuk Fakültelerinde son kalan Özel Hukuk ve Kamu Hukuku Bölümlerini de kaldırdı.. YÖK’ün Hukuk Fakültesi Dekanlıklarına gönderdiği genelgede bundan böyle Hukuk Fakülteleri Ana Bilim dalı bazında öğgütleneceklerdir.



YAŞAR ÜNİVERİTESİNDE HOCALARIN BAŞINA GÖKTEN BAŞKANLIK YAĞDI
Yaşar Ü iversitesi Halkla İlişkiler Müdürlüğünce alınan bilgilere göre,
Prof.Dr.Tayfun Tamer,Mimarlık Fakültesi Dekanlığına vekaleten,Prof.Dr.Ümit Atabek,iletişim Fakültesi Dekanlığına vekaleten, Prof.Dr.Rıdvan Karalar,Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne,Prof.Dr.Şefik Güngör, İletişim Fakültesi Radyo Sinama Bölüm Başkanlığına, Prof.Dr.Nilgün Moralı,Fen edebiyat Fakültesi İstatistik bölüm Başkanlığına, Prof.Turgut Aldemir Yaylı sazlar Anasanat Dalı Başkanlığına, Prof.Dr.Ali Rıza Karacan, MYO İktisadi İdari Bölüm Başkanlığına,Prof.Dr.Baybars Tek, İTBF Lojistik Bölüm Başkanlığına, Prof.Dr.Aydın Öztürk,Bilgisayar Mühendisliği Bölüm başkanlışına, Prof.Dr.Mehmet terziler,Matematik Bölümü Başkanlığına, Doç.Dr.Gülseren Şendur, Görsel İletişim Tasarım Bölüm Başkanlığına, Yrd.Doç.Dr.Sabah Balta,Turizim Otelcilik bölüm Başkanlığına,,Yrd.Doçent Dr.Korhan Karabulut,Yazılım Mühendisliği Bölüm Başkanlığına,Yrd.Doç.Dr.Kürsat Terci ,Müzik Bölüm Başkanlığına,Yrd.Doç.Dr.Yüksel batur, Film Tasarım Bölüm Başkanlığına, Öğr.Gör.Paolo Susanni,Piyano-Gitar Anasanat Dalı Başkanlığına, Aylin aybek,Şan Anasanat Dalı Başkanlığına atanmış olup diğer yandan Hakan Atis,İletişim koordinatörlüğü ve Medya Merkez Müdürlüğüne,Özlem Acar Alpbaz, SKS Müdürlüğüne, Hale Duymaz Halkla İlişkiler ve Protokol Müdürlüğüne atanmış olduğu öğrenilmiş olup bu personelimize yeni görevlerinde başarılar diliyoruz


GAP TURUNDAN
Seyahatimiz, Ege Üniversitesi Kampüsü Kapısından saat 08.00 de başladı. Rehberimiz mikrofonu eline alarak kendini tanıttı ve söze başladı “ Biz rehberler 10 dakika konuşmaz isek dilimiz şişiyor. Çok laf da palavrasız olmaz.. İşi ilgi çekici yapmazsan kimse seni dinlemez....Bir defasında Meryem Ana istikametinde gidiyoruz. Bu bölgede 20.000 çeşit bitki vardır demek gafletinde bulundum ,hemen bir Alman Hanso, elinde kitap, burada 2000 yazıyor dedi.İlla beni bozacak, yavu dedim ne fark eder, ikibini yirmi binden tek bir sıfır ayırır.Şimdi bir sıfır için kavga mı edelim. Efeste grup peşimde, tiyatroyu anlatmak için daldım, bir baktım arkamda kimse kalmamış, Grup Giritli turistlerdi, herkes çakısını çıkarmış, ot toplamaya başlamış, Van’da ise Akdamar Kilisesini anlatacağım, kiliseye vardım, bu sefer yine bizim gruptan İzmirliler kayıp, onları da adadaki badem ağaçlarından topladık. Bu Afyonlular çocuklarının çok uslu olduğunu söylerler. Neden bilir misiniz? Sabah çocuğun ağzına bir damla haşhaş sütü damlatırlar,çocuk akşama kadar mışıl mışıl uyur.Sonra derler kuzu gibi maşallah.... Bakın arkadaşlar zaruri ihtiyaçlar için ortak bir parola bulalım..Bir ana okulunda öğretmen,çocukların ikide bir çişim geldi demesinden usanmış ve çocuklara bundan böyle ıslık çalasım geldi deyin ben anlarım demiş. Eve çok misafir gelmiş. Çocuğa dedenle yat demişler. Çocuk gece yarısı dedesine “Dede islık çalasım geldi” demiş.Dede “oğlum dellendinmi bu saate ıslık çalınmaz, misafirleri rahatsız etme” demiş. Ama çocuğu zaptetmek mümkün değil. Dede en sonunda “bari yavaşça kulağıma ıslık çal” demiş. Bizim parolamız da, çiçek sulamak olsun.... Efendim bizim turumuzda yatır, türbe ziyareti yok.Neden yok. Adamın birinin karısı çok hasta imiş götürmediği doktor kalmamış. Mahalle imamı onu çağırarak, efendi demiş sen eşin için gereken fedakarlıkları yaptın,Allah biliyor. Bence bir yatıra git dilek dile, de ki artık iyileşemeyen karım ölsün,baldızla evleneyim. Adam imama önce çok kızmış ama akşam yatınca düşünmüş,imamın tavsiyesi hiçte fena değil. Ertesi gün en yakın yatırın yolunu tutmuş. Kurban kesmiş imamın söylediği dileği yatıra iletmiş. Eve dönünce ne görsün,hanım dipdiri,çelik gibi olmuş ama evde cenaze var. Nedir diye sormuş, baldız rahmetli oldu demişler.. Sinirle Yatıra geri dönmüş,vakit gece, yatırın üzerine idrarını boşaltıktan sonra ona şu tavsiyede bulunmuş: “bir daha lafı kıçından anlama”.. Nemize lazım ziyaret edeceğimiz yatır böyle lafı tersinden anlayabilir. Turların olmazsa olmazı vardır, Adana’da şalgam suyu içilmeden,Urfa’da Sıra gecesine katılmadan olmaz. (Bir yolcunun Konya’da neden oturak alemi yok sorusunu duymazdan geliyor ). Bizde bazı dağlarda hidayete erebiliyor. Mesele yıllardır, bizim Gavur Dağı dediğimiz dağın adı bir gecede Nur Dağı oldu, hidayete erdi. ... Kelaynak’ın ,esası bence keloynak olacak tek eşli (bir yolcu neden nesli tükeniyor anlaşıldı ) ve senede sadece iki yumurta yapar.... Benim neden bu kadar çok mitoloji bildiğime gelince. Efendim ustam Şadan Gökavalı ile çalışıyorum. Adam hiç bir kitapta yer almayan mitolojik hikayeler anlatıyor. Hocam .Şu mitoloji notlarının fotokopisini versende bizler de yararlansak dedim. Her şeyimi alabilirsiniz ama bu notlarımı asla dedi. Bir gün hocayı iyice mazotladık. Üzerindeki elbiseyi alsan haberi olmazdı.. Çantayı alıp notların fotokopisini çıkarmak çocuk oyuncağı idi.AE



Kör İmamın Gördükleri


*Hukuk Fakültemizin değerli hocalarından ŞE., çağrıldığı bir toplantıya katılmak için Alsancak’a arabası ile gider. Katılacağı toplantı yerine yakın bir yere park etmek için bir saat arandıktan sonra, en sonunda müsait bir yer bulup park eder. Alsancak’da park yeri bulabilmenin rahatlığı ile arabasından iner. Ama bu rahatlığı uzun sürmeyecektir. Yolun karşısında araba çekicisinin şoförü, ŞE.’ye seslenerek “Beyfendi buraya park etmek yasak”der. ŞE. Hocamız; “Boş park yeri, neden yasakmış?” diye sorar. Çekicinin şoförü “ Burası özürlüler için ayrılmış park yeri” cevabını verir. Bunun üzerine ŞE. Hocamız; “Benim özürlü olmadığımı nerden biliyorsun.” der. Çekicinin şoförü hocamızı baştan aşağı süzdükten sonra “ Senin neren özürlü, sapasağlam adamsın” der. Bunun üzerine ŞE. “Ben kafadan özürlüyüm.”der.


*Hukuk Fakültemizin değerli hocalarından ŞE., çağrıldığı bir toplantıya katılmak için Alsancak’a arabası ile gider. Katılacağı toplantı yerine yakın bir yere park etmek için bir saat arandıktan sonra, en sonunda müsait bir yer bulup park eder. Alsancak’da park yeri bulabilmenin rahatlığı ile arabasından iner. Ama bu rahatlığı uzun sürmeyecektir. Yolun karşısında araba çekicisinin şoförü, ŞE.’ye seslenerek “Beyfendi buraya park etmek yasak”der. ŞE. Hocamız; “Boş park yeri, neden yasakmış?” diye sorar. Çekicinin şoförü “ Burası özürlüler için ayrılmış park yeri” cevabını verir. Bunun üzerine ŞE. Hocamız; “Benim özürlü olmadığımı nerden biliyorsun.” der. Çekicinin şoförü hocamızı baştan aşağı süzdükten sonra “ Senin neren özürlü, sapasağlam adamsın” der. Bunun üzerine ŞE. “Ben kafadan özürlüyüm.”der.

*Hocalarımızdan biri bir toplantıya katılır, kendisinin Yaşar Üniversitesinden olduğunu öğrenen bir bayan “ Sizin Yaşar da Türkiyeyi yedi bitirdi “ der . Duruma sinirlenen Hocamız “ Tam tesine” diye cevap verir. “Birasıyla, Pınar köfte ve sucukları ile Türkiye Yaşarı yiyip içip bitiriyor” .

*Hukuk fakultesi öğretim görevlisi EC. birgün, Karşıyaka-Bornova otobüsüne biner. Otobüs tıklım tıklım doludur. Kalabalığın arasında, zar zor tutunacak bir demir bulur. Yolculuk devam ederken, yaşlı bir beyfendinin, kendisine bakarak güldüğünü farkeder. İlk önce aldırış etmesede, zaman geçtikçe rahatsız olmaya başlar. Bu arada, EC.nin tutunduğu demirde pek sağlam değildir. Yerinden oynamaktadır. Ancak bu kalabalıkta başka tutuncak yerde bulamamaktadır. Karşıyaka iskelesine gelindiğinde yolcuların çoğu otobüsden iner. Birden kalabalık yok olur. Otobüsün boşalması ile EC. gerçeği farkeder. Otobüsün demiri diye tutunduğu yer, meğer yüzüne gülümseyen adamın vilada bezinin sapıymış!



TAKA ya takılanlar




Kahraman Rizeli
Komutan erlere nereli olduğunu soruyordu. Birinci er,Gaziantepli; ikincisi, Şanlıurfalı olduğunu söyledi. Üçüncüsü Maraşlıyım deyince,komutan çok kızdı. Ere iki tokat attıktan sonra, “ asker olacaksın daha nereli olduğunu bilmiyorsun, sen Maraşlı değil Kahraman Maraşlısın,bir daha unutma “dedi. Sıra Temele gelmişti. Daha önce Kahraman ... demeyen erin yediği tokatı gören Temel “ Komutanım “ dedi “ Ben de Kahraman Rizeliyim”.

Sır saklama Yarışı.
Dünya sır saklama müsabakası düzenlenmişti. İngiliz yarışmacı bir kasa Viski Karşılığı tüm sırları açığa verdi. Fransızın fiatı bir kasa Şarap, İtalyanın ise bir çuval makarna idi. Sıra Türkiyeyi temsilen yarışmaya katılan Temele gelmişti. Temele ne verdilerse ağzından tek laf alamadılar. Karadenizdeki tüm hamsilere bile Temel “hayır” dedi. Ödülle Temeli kandıramayınca türlü işkenceleri denediler. Yine Temelden tek laf alamadılar. Bu sefer Temel odasına kamera yerleştirerek, takibe aldılar. O da ne? Temel kafasını duvardan duvara vuruyor ve “ Hatırla ey kafa,hatırla şu parolayı ey kafa” diyordu.
Zor ölüm
Temel cadde ortasında cansız yatan bir adamın başında ağlayıp,ağıtlar yakıyor “ gitti babam,gitti babam “ diye bağırıyordu. Kaldırımdan geçen bir bey yanına giderek yardım etmek istedi ve aralarında şu konuşma geçti.:
-Ne oldu trafik kazası mı ?
-Yok kaza maza değil..
-Yoksa kalp krizi,beyin kanaması mı ?
-Rahmetli turp gibi idi,kalbi malbi yoktu
-Kardeşim doğru dürüst anlat, baban neden öldü ?.
-Taman anlatayım.Kaç defa söyledim ona çatıdaki teras kenarına fazla yaklaşma ,başın döner aşağı düşersin diye. .Dinlemedi,bak işte ne oldu.
- Vah vah demekki çatıdan düşüp öldü
-Yok terastan baş üstü düşerken. İki kat aşağıda balkon çamışır ipine dalaşıp bu sefer kiç üstü düşmeye başladı.
- Eyvah desene kıç üstü düşünce kemikleri darmadağın oldu
. Yok olmadı, kıç üstü aşağıdaki kasap dükkanın tentesi üstüne düştü,tente onu yukarı fırlattı,yoldan geçmekte olan kamyonun üstüne düştü..
Tüf her halde,demirlerin üstüne düştü,ağı yaralandı somra ..
-Öyle olmadı,kamyondaki somyaların üstüne düştü, somya yaylandı ve onu 30 metre yukarı fırlattı ve babam yüksekten geçen elektrik telleri üzerine düştü, Teller esneyip onu karşı taraftaki tellerin üstüne fırlattı.
- Kardeşim iyi de baban nasıl öldü,hala anlatmadın.
- Ona çok yalvardım artık dur dedim, baktım duracağı yok,çektim ondürlüğü iki el sıktım ona aşağıya aldım.



PROF.TEMEL’İN FARE DENEYİ RAPORU
1.gün: fare kafeste salak salak dolaştı. 2.gün: bu farede hiç keşif ruhu yok..3.gün: fare oraya buraya bakınıp durdu,her halde burnu yeni koku aldı.....14.gün: fare çok aptal peyniri arayacağına yan gelip hareketsiz yatıyor. 15.gün: fare peyniri bulamadı ve açlıktan öldü. Not: 50. gün farenin neden öldüğünü buldum. Kafese peynir koymayı unutmuşum.


PROF.TEMEL’İN FARE DENEYİ RAPORU
1.gün: fare kafeste salak salak dolaştı. 2.gün: bu farede hiç keşif ruhu yok..3.gün: fare oraya buraya bakınıp durdu,her halde burnu yeni koku aldı.....14.gün: fare çok aptal peyniri arayacağına yan gelip hareketsiz yatıyor. 15.gün: fare peyniri bulamadı ve açlıktan öldü. Not: 50. gün farenin neden öldüğünü buldum. Kafese peynir koymayı unutmuşum.
NİHAYET YÖK ROMAYI YAKTI
YÖK Genel kurulu bilumum Hukuk Fakülte Dekanlıklarına gönderdiği son kararında 1926 yılından beri Türkiye Hukuk Fakültelerinde okutulmakta olan Roma Hukuku Anabilim Dalını kaldırmıştır.


ÖNÜNÜ KESTİLER SÖZÜNE 7.500 TL
TAZMİNAT
Kadınlara karşı kazak tavırları ile sık sık gündeme gelen M.T., BE için “ Dünya çapında yıldız olacaktı, önünü kestiler “ dediği için, BE.nin açtığı manevi ödence davasında 7.500 lira tazminata mahkum oldu